15 Ekim 2023 Pazar

Müslümanlar ve Yahudiler

PAKİSTANLI  MÜSLÜMAN  BİR BİLİM  ADAMININ  İLGİNÇ  ARAŞTIRMASI..
.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..
.
Soru: Pekiyi de kaç adet Müslüman İnsan var?
Cevap: 1,4 milyar Müslüman;
~1 milyar Asya,
~400 milyon Afrika,
~44 milyon Avrupa,
~6 milyon Amerika
Kıt'asında Yaşıyor.
.
👉Yâni  Dünyada 1 Musevi’ye Karşın 100 Müslüman Var...
.
İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha zengin ve daha eğitimli ve daha mucitler?
.
Tarafsız ve Bilimsel Yollarla tespit edilmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün.
.
👉Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert EİNSTEİN  bir Yahudiydi.
👉Psikanalizin babası Sigmund FREUD  bir Yahudiydi.
👉Karl MARKS  Yahudiydi.
.
Tüm İnsanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım;
👉Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
👉Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
👉Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
👉Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
👉Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
👉Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
👉Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
👉Bernard Katz nöromasküler iletişim kaslarla sinir sistemi arası iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
👉Andrew Schally endokrinoloji metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
👉Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini geliştirdi.
👉Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
👉Stanley Cohen embriyoloji embriyon ve gelişimi çalışmaları dalında Nobel aldı.
👉Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
👉Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
👉Benno Strauss paslanmaz çeliği,
👉Isador Kisse sesli filmleri,
👉Emile Berliner telefon mikrofonunu,
👉Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
👉Stanley Mezor ilk mikro  işlem çipini icat etti.
👉Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
.
Peki, ama;
~Son 100 Yıl içinde Yahudiler sadece Bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken,
~1.4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı
.
Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler? Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara ve işadamlarına ve markalarına bakalım;
* Ralph Lauren (Polo),
* Levi Strauss (Levi's Jeans),
* Howard Schultz (Starbuck's),
* Sergei Brin (Google),
* Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
* Larry Ellison (Oracle),
* Donna Karan (DKNY),
* Irv Robbins (Baskins & Robbins),
* Bill Rosenberg (Dunkin Doughnuts)
* Richard Levin (Yale Üniversitesi'nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
* Michael Douglas,
* Dustin Hoffman,
* Harrison Ford,
* Woody Allen,
* Tony Curtis,
* Charles Bronson,
* Sandra Bullock,
* Billy Crystal,
* Paul Newman,
* Peter Sellers,
* George Burns,
* Goldie Hawn,
* Cary Grant,
* William Shatner,
* Jerry Lewis,* Peter Falk...
Yönetmenler ve Yapımcılar arasındaki Yahudiler:
* Steven Spielberg,
* Mel Brooks,
* Oliver Stone,
* Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),
* Neil Simon (The Odd Couple),
* Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),
* Michael Mann (Starzky and Hutch),
* Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus),
* Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
* Ivan Reitman (Ghostbusters) ,
* Kohen Kardeşler,
* William Wyler.
* William James Sidis
Sorun kendinize;
250’lik IQ derecesiyle Dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?
Sorun kendinize;
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur;
Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)
Soru:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
Cevap:
Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için. Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci ve Dayatmacı eğitim verdikleri için.
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.477 Milyon  Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam Dünya Nüfusu içinde;
Her 5 kişiden biri Müslüman olup, Her bir Hindu'ya 2 Adet Müslüman düşmektedir ve
her bir Budist'e karşılık 2  Müslüman vardır ve her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır..
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitimsizliktir..!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır. Bunların kalitesi de başka bir sorundur..
Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?
Yanıt; Kalitesiz ve ezberci eğitim...
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan Dünyasında okuma, yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma, yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma, yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir...
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı  okuma, yazma bilir ve herkesin okur, yazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir...
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK..
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir. Her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür.
Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadı
NEDEN?..
Yanıt: Kalitesiz, ezberci eğitim ve ARGE’ye araştırma geliştirmeye yeterli kaynak ayrılmaması.
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma, geliştirme bütçesi olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma, geliştirmeye  % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
.
SONUÇ..
İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.  Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır. Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
~Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir.
~Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
~Hristiyan Singapur'da bu oran % 58'dir.
.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır
Ilginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.
Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte;
Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır.
Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.
Mal ve hizmet üretimi İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir.
Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleştiriliyor.
Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapıyor.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur:
İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Eğitim Eksikliği. Tam anlamıyla söylersek; KALİTELİ ve ÇAĞDAŞ  EĞİTİM  EKSİKLİĞİ .
Çok net bir biçimde söylersek;
~AKILCI OLMAYAN,
~EZBERCİ,
~TESLİMİYETÇİ,
~DİN EKSENLİ,
~ÇAĞDIŞI EĞİTİM
Araştırmayı yapan:
Dr. Faruk SALEEM
İslamabat - PAKİSTAN

7 Ekim 2023 Cumartesi

DÜNYA’DAKİ CEHENNEM: SERRA MADENİ

DÜNYA’DAKİ CEHENNEM: SERRA MADENİ  
Hazırlayan: Bilhan Akkaya 
Her şey ocak, 1979'da başladı. Serra Pelada, Brezilya'da, Amazon Nehri ağzının 430 kilometre güneyinde yer alan küçük bir kasabadır. 1970'lerin sonlarında yerli bir çocuk nehirde gizlenmiş altı gramlık küçük bir altın parçası buldu. 

Kısa bir süre içinde bu keşif; insanlık tarihinin en kötü ve vahşi açık hava altın madencilik süreçlerinden birini başlattı. Çocuğun parça ile buluşmasından birkaç hafta sonra; Brezilya'nın Pará'da göl kenarında kırsal bir alanda altın olduğu ve sitenin madencilik için halka açık olacağı söylentisi yayıldı. Ve sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi. 

Bir hafta sonra bölgeyi; keşiften faydalanmayı ve aileleri için daha iyi bir gelecek inşa etmeyi uman onbinlerce potansiyel madenci doldurdu. İnsanlar; iş bulma umuduyla Brezilya'nın dört bir yanından geldiler. Günde 2-3 dolar kazanan işçiler, elle kazı yapılan alanların başladığı bölgeye ulaşmak için yüzlerce metre merdiven ve halat kullanmaları gereken bir sözleşme imzaladı. 

Ancak kendilerini; gerçek dipsiz bir kuyuda buldular. Giderek uzun ve yorucu çalışma günleri içinde; çamur ve ter ile yüz kiloluk tortuları ve toprağı incelemek için yarı yıkık merdivenlerden taşıyıp durdular. Yeniden ve biraz şansla tekrar bir altın parçası keşfetmek zorlu bir süreci gerektiriyordu. 

Başlangıçta bu uzak bölgeye ulaşmanın tek yolu uçak veya yaya olarak gelmekti. Madenciler genellikle taksilerin onları en yakın şehirden toprak yolun sonuna kadar götürmesi için yüksek fiyatlar ödedi. Oradan kalan mesafeyi; yaklaşık 20 kilometreyi, yürümeleri gerekiyordu.

İlk başlarda; büyük altın külçeleri keşfedildi, mesela 7 kilogram ağırlığında bir parça. 1980'lerin başında piyasa fiyatı yaklaşık 100.000 dolardı bu parçanın. Tabii ki maden; aynı zamanda korkunç koşulları ,şiddeti, onunla birlikte büyüyen şehrin yıkımı ve sakinlerinin öldürülmesiyle tanınmaya da başladı. 

Madene giren herkes; geri dönüş yolunu bulamadı. Köyü bir kaos sarmıştı ve yerel halkı öldürülme kaygısı sarmıştı. 
Ünlü Brezilyalı fotoğrafçı Sebastiao Salgado orada neler döndüğünü öğrenince; Serra Pelada madenlerine gitti. Salgado; çok az kişinin bulabildiği altını ararken, deliliğin ve kaosun eşiğinde çalışan işçilerinen rahatsız ve şok edici fotoğraflarından bazılarını çekti. Bölgeye ulaştığında fotoğrafçı medyaya şöyle dedi:

“Tüylerim diken diken oldu. Birçok yere seyahat ettim, hiçbiri bunun gibi değildi. Talihin imalarını taşıyan rüzgarlara kapılan adamlar, altın madenine geliyordu. Kimse zorla içeri alınmadı ama geldiklerinde herkes altın hayalinin ve hayatta kalma ihtiyacının kölesi haline geldi. İçeri girdikten sonra da ayrılmak imkansız hale geldi. "

Fısıltılar, sessiz çığlıklar, insan eli tarafından yönlendirilen küreklerin sürtmesi duyuluyordu sadece. Makine asla kullanılmıyordu. Bu sesler;kazıcıların ruhlarında yankılanan altının sesiydi.

Pek çok kişi için böyle bir kaos ; yılgınlık getirdi, özellikle de hiçbir şey bulamayanlar, en iyi seçimlerinin daha derin kazmak olduğunu düşünenler vb. Sorun şu ki, çukurları ne kadar derinse; çalışma alanı o kadar tehlikeli hale geliyordu, çünkü komşu parseller arasında oluşan zayıf kil duvarlar genellikle kazıcıların üzerine çöküyor ve onları altınlarıyla gömüyordu. 
Madenciler bu altın arayışı içindeyken; alkol ve kadın ile ayakta kalabiliyordu ve her ay çözülemeyen 60 ile 80 arasında ölüm gerçekleşiyordu. 

Altının keşfinden birkaç ay sonra Brezilya ordusu; işçilerin sömürülmesini ve madenciler ile ev sahipleri arasındaki çatışmayı önlemek için operasyon başlattı. Hükümet; bulunan tüm altınları alma kararı aldı. Resmi olarak 45 tondan biraz daha az altın bulunmuştu ancak bulunan altının; %90'ının kaçak olarak çıkarıldığı tahmin ediliyor. Bölgede hala 20 ila 50 ton altın kaldığı düşünülmektedir. 

Fotoğraf : Sebasti ão Salgado

27 Eylül 2023 Çarşamba

Robotik Kodlama

Robotik kodlama, robotlar üzerinde belirli görevleri gerçekleştirmek için programlar oluşturma sürecidir. Bu, genellikle bir bilgisayar programlama dili kullanılarak yapılır. İşte robotik kodlama ile ilgili bazı temel kavramlar:

1. **Programlama Dilleri:** Robotların kontrol edilmesi için kullanılan programlama dilleri arasında Python, C++, Java gibi diller bulunmaktadır. Her dilin avantajları ve kullanım alanları farklıdır.

2. **Sensörler ve Aktüatörler:** Robotlar, çevrelerini algılamak ve üzerlerine verilen görevleri yerine getirmek için sensörler ve aktüatörler kullanır. Bu cihazlar, programlamada önemli rol oynar.

3. **Algoritmalar:** Robotik kodlama, belirli bir görevi yerine getirmek için algoritmalar geliştirmeyi içerir. Bu algoritmalar, sensörlerden gelen verilere göre kararlar almayı ve aktüatörlere talimatlar vermayı içerir.

4. **Entegrasyon:** Robotlar genellikle farklı bileşenlerden oluşur. Bu bileşenlerin (sensörler, işlemciler, aktüatörler vb.) uyumlu bir şekilde çalışması için kodlama ve entegrasyon önemlidir.

5. **Robot Programlama Ortamları:** Özel robot programlama ortamları, robotların kontrol edilmesini kolaylaştıran araçlardır. Örneğin, ROS (Robot Operating System), endüstriyel robotlar için kullanılan özel programlama yazılımları gibi.

Robotik kodlama, endüstriyel otomasyondan evde kullanılan robotlara kadar geniş bir uygulama yelpazesine sahiptir. Robotik kodlama becerisi, gelecekteki mühendislik ve teknoloji alanlarında çalışacak kişilere önemli bir avantaj sağlayabilir.

Afyonkarahisar'ı Tanıyalım

Afyonkarahisar, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan bir şehirdir. Ünlü termal kaynakları, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle öne çıkar. Şehir, Türkiye'nin en büyük ikinci kalesine ev sahipliği yapmaktadır: Afyon Kalesi.

Afyonkarahisar aynı zamanda, dünyaca ünlü "Afyon Lokumu" ile tanınır. Geleneksel Türk mutfağının önemli bir parçası olan bu tatlı, şehre özgü bir lezzettir. Ayrıca, Afyonkarahisar'da pek çok tarihi cami, han, hamam ve müze bulunmaktadır. Şehrin merkezindeki Ulu Camii ve İkinci Beyazıt Külliyesi gibi önemli yapılar, tarihseverler için ilgi çekici noktalardır.

Afyonkarahisar aynı zamanda termal turizmiyle de ünlüdür. Şehirdeki termal tesisler, ziyaretçilere sağlık ve dinlenme imkanı sunar. Ayrıca, Frig Vadisi gibi doğal güzelliklere ev sahipliği yapmasıyla da bilinir.

Afyonkarahisar'ın zengin tarihi ve kültürel dokusu, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağıyla Türkiye'nin önemli turistik destinasyonlarından biridir.

CEP TELEFONUNUZUN PİL ÖMRÜNÜ NASIL ARTTIRIRSINIZ?

KULLANILMAYAN ÖZELLİĞİ KAPATINCep telefonlarının artan işlevselliği,beraberinde birçok da yeni özellik getiriyor. Artan sayıdaki bu özelliklerin her birinin çalışabilmek için pilin gücünü tükettiği göz önünde bulundurulmalı. Her ne kadar çoğu cep telefonu, kullanılmayan özellikleri otomotik olarak bekleme durumuna geçirse de; menüdeki "araçlar" ve "ayarlar" seçeneklerinden kullanılmayan

26 Eylül 2023 Salı

Otomobiller



**Modern Otomobiller: Taşımacılığın Mucizesi**


Otomobiller, modern toplumun vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. İnsanların günlük yaşamlarını kolaylaştıran, uzak mesafeleri kısaltan ve özgürlük duygusunu simgeleyen bu taşıtlar, otomotiv endüstrisinin başarısının bir göstergesidir. Bu makalede, otomobillerin tarihçesini, teknolojik gelişmelerini ve toplumsal etkilerini inceleyeceğiz.


**Otomobillerin Tarihi**


Otomobillerin tarihi, 19. yüzyılın sonlarına kadar gitmektedir. Ancak, bu dönemdeki araçlar, günümüzün modern otomobilleriyle karşılaştırıldığında oldukça ilkel ve sınırlıydı. İlk motorlu araçlar, buhar gücüyle çalışıyordu ve sadece zenginlerin sahip olabileceği pahalı lüks oyuncaklardı.


20. yüzyılın başlarında içten yanmalı motorların geliştirilmesi, otomobillerin yaygınlaşmasını hızlandırdı. Henry Ford'un "T Modeli" ile seri üretim yöntemleri, otomobilleri daha erişilebilir hale getirdi ve bu, otomotiv endüstrisini dönüştürdü.


**Teknolojik Gelişmeler**


Otomobiller, zaman içinde önemli teknolojik gelişmeler yaşadı. İçten yanmalı motorlar, daha verimli hale geldi ve yakıt tüketimini azalttı. Otomasyon teknolojileri, sürücü güvenliğini artırdı ve otonom sürüş konsepti gelişti. Elektrikli ve hibrit otomobiller, çevresel etkileri azaltarak sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağladı.


**Toplumsal Etkileri**


Otomobillerin toplumsal etkileri büyük ve karmaşıktır. İnsanların hareket özgürlüğünü artırdı ve daha uzak yerlere seyahat etmeyi kolaylaştırdı. Ancak, trafik sıkışıklığı, hava kirliliği ve trafik kazaları gibi sorunlar da beraberinde geldi. Ayrıca, petrol tüketimi ve karbon emisyonları gibi çevresel sorunlar da otomobillerin kullanımıyla ilişkilendirilir.


**Gelecekte Otomobiller**


Gelecekte otomobiller, daha sürdürülebilir yakıt kaynaklarına ve otonom sürüş teknolojilerine daha fazla odaklanabilir. Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte, fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması hedeflenmektedir. Ayrıca, paylaşımlı mobilite konseptleri, şehirlerin trafik sorunlarına çözüm olabilir.


Sonuç olarak, otomobiller modern yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli evrim geçirmektedirler. Ancak, otomobillerin kullanımının getirdiği sorumluluklar da göz ardı edilmemelidir. Gelecekte otomobillerin daha sürdürülebilir ve güvenli hale getirilmesi, bu önemli taşıtların topluma daha fazla fayda s
ağlamasına olanak tanıyacaktır.

20 Ağustos 2020 Perşembe

TOGG

Bilinmesi Gerekenler 







 Türkiye henüz yerli otomotiv endüstrisi ile tanınmıyor, ancak bu durum ülkenin ilk yerli otomobil üreticisi TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) tarafından tanıtımı yapılan ve tamamen elektrikli orta büyüklükteki bir C-SUV (SUV, cip ve otomobil karışımı yeni nesil araçlar) prototipi ve konsept bir sedan otomobil ile değişmek üzere olabilir. Otomobillerin tanıtımı Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşen halka açık bir etkinlikte yapıldı.

2022’de Piyasaya Sürülecek

Yerli C-SUV, etkileyici düz yol hızı ve düşük sahip olma maliyeti vaat eden tamamen elektrikli güç aktarma organı ile 2022’de piyasaya sürülecek. Bu akülü elektrikli motor kombinasyonu tamamen TOGG mühendisleri tarafından geliştirilmiş ve fikri mülkiyet hakları tamamen Türkiye’ye aittir.

Müşteriler iki farklı lityum iyon pil kurulumu arasından seçim yapabilecek. Daha küçük olan seçenek 300 km menzil vaat ederken, daha büyük olan paketin tam şarj başına 480 km menzil sunacağı bildirildi. Hızlı şarj özelliği, C-SUV’nin sadece 30 dakikada yüzde 80 şarja ulaşmasını sağlayacaktır. Ayrıca, TOGG müşterilerine pil paketleri için sekiz yıl garanti sunacaktır.

Güç Seçenekleri ve Tasarım                                                                          

Temel modellerde arka aksta 200 beygir güç üreten tek bir elektrik motoru bulunacak.Çift motorlu model ise, ön aksa ek bir ünite daha eklenerek C-SUV’nin dört tekerlekten çekiş yeteneğini sağlayacak ve 400 beygir gücüne ulaşacak. TOGG, arkadan tahrikli modelinin 7,6 saniyede,çift motorlu C-SUV modelinin ise 4,8 saniyede 100 km/saat hıza ulaşabildiğini açıkladı.

Tasarım etkileyici, geniş bir kabine sahip uzun bir dingil mesafesi sunuyor. TOGG tasarım üzerinde, Türkiye ve ötesindeki tüketicilere hitap edecek bir otomobil inşa etmek amacıyla İtalyan otomotiv tasarımcısı Pininfarina ile birlikte Türk tüketicilerin beklentilerinden ve beğenilerinden esinlenerek çalışmalarını yürüttü. Tasarımda başta lale olmak üzere Anadolu kültüründen de esinlenilmiştir. Tasarımcılar, aracın Türkiye ile bağlantısının altını çizmek için ızgaraya ve tekerleklere çiçek motifi ayrıntısı eklemişlerdir.

Yerli elektrikli otomobil TOGG’un kabini geniş dijital gösterge paneli ve bilgi-eğlence sisteminden geniş ölçüde yararlanmaktadır. Ayrıca, bir yolcu ekranı da mevcuttur. Klima kontrolleri için orta konsolun üzerinde ikincil bir ekran içeren dokunmatik ekran arayüzleri iç mekâna hâkim karakterini ortaya koyuyor. Bu orta konsol, yüksek yerleşimi sayesinde kabindekilere kokpit benzeri bir deneyim kazandırıyor.

Ön aksta bulunan bağımsız MacPherson payandalar konforu ve performansı optimize ederken, entegre bağlantılı bağımsız arka süspansiyon sistemi sportif bir karakter ve hassas yol tutuşuyla birlikte hızlı tepki veren bir sürüş deneyimi sunmaktadır.

Otonom Sürüş Kabiliyeti

Gelişmiş sürücü destek sistemleri arasında Seviye 2 otonom sürüş kabiliyeti sunan “Yavaş Trafik Pilotu” özelliği bulunmaktadır. Bu sistem, sürücülerin yavaş akan trafikteki yükünü hafifleterek araç içindeki akıllı özelliklerden faydalanabilmeleri için zaman yaratacaktır.

Esnek mimarisi ile TOGG C-SUV, “Seviye 3 ve Ötesi” otonom sürüşe sorunsuz bir dönüşüm sağlayabilecek. Aracın birleşik mimarisi, yazılımında yapılacak sürekli iyileştirmeler için uzaktan güncellemeleri mümkün kılacaktır. OTG güncellemeleri için internet bağlantısının ötesinde, TOGG, V2X yeteneklerine sahip olacak ve evdeki akıllı cihazlarla ve daha geniş elektrik şebekesiyle iletişim kurabilecektir. 5G kablosuz ağ teknolojisi ilerledikçe araçta yeni hizmetler sunulmaya devam edilecek.

Ezber Bozan Sürüş Deneyimi                            

Yerli otomobil TOGG’da holografik asistan da dâhil olmak üzere gerçekten yenilikçi bir teknoloji mevcuttur. TOGG’ye göre araçlarda, sıradan sanal ekran panelinin çok ötesinde bir kullanıcı deneyimi sağlayacak gelişmiş göz izleme algoritmaları ve holografik üç boyutlu görüntüleme teknolojileri kullanacak.

Bu teknoloji sayesinde sürücü gözünü yoldan ayırmadan araç ekranındaki bilgileri görebilecek ve aynı zamanda yol ve çevre ile ilgili diğer tüm bilgilere de erişebilecek. Artırılmış gerçeklik ve 3D gelişmiş görüntü ile, sürücü navigasyon ve diğer sürücü destek sistemlerini daha kolay kullanabilecek ve daha güvenli, daha konforlu ve etkileşimli bir sürüş deneyimine sahip olacak. TOGG, bu yenilikçi teknoloji ile otomotiv sektöründe kullanıcılarına bu eşsiz sürüş deneyimini sunan ilk şirket olmayı hedefliyor.

TOGG, 2022 yılı içinde bir tarihte C-SUV’yi Türkiye pazarında piyasaya sürmeyi hedefliyor ve bu tarih yaklaştıkça yerli elektrikli otomobil ile ilgili ek detaylar da gelmeye devam edecek.